Memur Zihniyeti Nasıl Formatlanır? (4/5)

Patronun Tüm Korkularını Biliyor

Kendine güvenerek bize doğru bakan şık giyimli genç bir adam.

Patronların her an her şeyi isteyebilme cüretinin kaynağı senin korkularındır. Bir şey istediğinde kolayca “Hayır!” diyemeyeceğini çok iyi bilir. Çünkü işe girdiğin o neft kokulu dükkan senin tek kurtuluşundur. (Birbirimizi kandırmaya gerek yok. Herkes en az üç Pazar’ını patronunun ayak işlerine feda etmiştir.)

“Beğenmiyorsan yerini dolduracak çok kişi var. Kapı orada. İstersen seni ezikleyen ailenin yanına dönebilirsin.”

Patronun senin korkularını çok iyi bilir fakat sen hiçbir zaman onun aklından geçenleri tam olarak bilemezsin.

Şık giyimli bir adam, gazetesini okuyor.

O patronun ne şanslıdır ki 30 yıllık iş hayatında kendi öz değerinin farkında olan tek bir elemana bile rastlamamıştır. Halbuki kapıyı vurup gitmen halinde sana karşı yapacağı herhangi bir yaptırım yoktur. Sadece geçmiş korkularını tetikleyerek üzerinde baskı kurmaya çalışır. Son kale: “Evde boş boş oturacağına gel bizim dükkanda iş öğren.” demektir.

— Eee para?
— Ne parası? İş öğretiyoruz ya!

Size bunu der ama dandik bir ofis programına her ay tonla ödeme yapar. Bu karanlık gerçeğe uyandığınız an insanların sizi nasıl gördüklerini de görmeye başlarsınız. İş öğretmekle sömürme arasında o kadar da ince bir çizgi yoktur. Sonuçta kimse tiner kokulu bir atölyede beleşe çalışmak için her gece saat kurup erkenden kalkmaz.

Kazık Yemekten Korunma Hilesi

Konu para olduğunda en son güvenmen gereken şey insanların iyi niyetidir. İyi niyet, yerlere çöp atmamak gibi basit bir apartman kuralını bile işlevsiz hale getirir. Bu yüzden anlaşmalar en aptal, en sorumsuz, en bencil ve en psikopat tiplere göre belirlenmelidir. Sonuçta anlaşmalardaki boşluklar birileri tarafından kesinlikle sömürülecektir. Bu sebeple belirlediğiniz kurallar oldukça detaylı ve tartışmaya kapalı olmalıdır.

Örneğin, müşterinle para konusunda anlaşmışsın ama ödeme zamanını “Ayıp olmasın.” diye soramamışsın. Merak etme. Çıkmaz ayın son çarşambası paranı alırsın. Neticede sen ucu açık bir kural koymuşsun, adam da koyduğun kuralı kafasına göre esnetmiş. Böyle bir durumda ağlamaya hakkın yok.

Boş bir holde başını öne eğerek bekleyen kadının yüzü saçlarıyla kaplanmış.

Bazı insanlardan detay istediğinizde tabii ki de zeytin yağı gibi üste çıkıp sizi utandırmaya çalışacaklardır. Üzülmeye gerek yok, zaten bu tür köylü kurnazlarından bir halt olmaz:

“Kardeş! Sen de amma paragözsün he. Günü gelince vericez diyoz yaw paranı. Rahat ol sen! Bizde malın kalmaz.”

Büyük hayallerle güzel bir iş bağlayacağınızı umut ettiniz ve muhatabınız böyle biri çıktı. Evet, hayal kırıklığınız büyük olacak. Ancak, olaya bir de iyi yönünden bakın. Birkaç günlük hayal kırıklığı karşılığında yıllarca boşa harcanmış emek, çözümsüz dava süreci ve bu süreçte geçireceğiniz psikolojik travmadan kurtulmuş olacaksınız. Emin olun, niyeti sizinle iş yapmak olan biri ona para sorduğunuzda tripten tribe girmez.