Okuduğum Bölümden Pişmanım Ne Yapmalıyım? (5/5)

Kampüsteki Spor Salonu Neden Önemli?

İlk araştıracağım şey kampüsün spor salonu olurdu. Muhtemelen senin de lise dönemin benim gibi miskinlik yapıp g.t büyüterek geçti. Düşün, önünde kocaman dört yıl var. Ayarsız ders programları yüzünden bir ton boş geçen gün olacak. Neler yapılır hayal et. Dergilerde gördüğün mankenlerin vücudu düzenli çalışmayla 3-4 yıl arasında yapılabiliyor. Hemen spor salonuna yazıl. Utanıp sıkılma, orası senin için var.

Unutma fitness pahalı bir hobidir. Kampüs gibi yerleşkelerde fiyatlar senin cebine göre belirlenir. Yani çok ucuza dört sene boyunca profesyonel aletlerle spor yapabilirsin. Dört sene boyunca düzenli olarak ağırlık çalışsan manken gibi vücutla çıkarsın oradan. Hatta üçüncü senenin sonuna doğru aşırı değişimin çevren tarafından da fark edilir. İlk sene sana bakmayan insanların tavırlarının değiştiğini göreceksin. Hem böylece insanların ne kadar iki yüzlü ve şekilci olduğunu anlayacaksın. Üniversitenin dersleri böyledir işte. Almasını bilirsen tabii ki.

Okuduğun bölümden mutsuzsan “Hayattan zevk alamıyorum.” diyorsan bu biraz da vizyonsuzluğundan. Etrafında tonla şey varken vaktinin boşa gitmesi bu yüzden. Yani suç bölümde değil, sende. Hayatının başka hiçbir döneminde bu kadar ucuz spor salonunu ve bu kadar boş zamanı bir arada bulamayacaksın. Bu kadar imkan varken çürük bir obez olarak eve döndüysen geçmiş olusun. Hala oradaysan “Okuduğum bölümden pişmanım.” diye ağlaşma, elini çabuk tut.

Üniversiteyi Yabancı Dil Kursu Olarak Düşünün

Üniversite yılları yabancı dil öğrenmek için en uygun yıllardır. Ben üniversitedeyken en çok ders programından yakınırdım. Sabah bir ders olur, akşama bir ders olurdu. Tüm o boş saatleri kampüste geçirmem gerekirdi ve ben salak gibi hiç bir şey yapmadan diğer dersin gelmesini beklerdim. Eğer o zamanlar geri zekalı bir sığır olmasaydım tüm o boş saatleri kelime ezberleyerek değerlendirirdim. O zamanlar akıllı telefonlar bile yoktu. Sadece önüme sözlük açsam bile büyük bir yol kat ederdim. Ama ben ne yaptım? Paso müzik dinleyip çizim yapmayı tercih ettim. Peki sen ne yapabilirsin?

  • Tonla film, dizi ve anime var. Boş zamanlarında bunları İngilizce alt yazılı olarak izle.
  • İngilizce olmak koşuluyla komik youtube kanallarını takip et.
  • Okuldaysan laptop veya telefonunla çeviri yap. Artık tuğla gibi sözlük taşımana gerek yok. Google Translate emrine amade. Google Translate bile gelişti. İngilizce deyimler korkulu rüya olmaktan çıktı.
  • Artık kelime ezberletme uygulamalarını ekran kilidi yapıyorlar. Bu sayede benim bile yanlışlıkla İngilizce öğrendiğim olmuştur.
  • Bol diyaloglu macera oyunlarını önüne telefon açarak oynayabilirsin.
  • Oyunlardaki alt yazılara yetişemiyorum diyorsan, yazıları tuşa basarak ilerletebildiğin Japon RPG oyunları var. Bunları bir dene derim.
  • Bu saydığım öneriler başlangıç seviyesi için ideal. İngilizce’de orta düzeye geldiğinde, okuldaki yabancı çocuklarla muhabbete girmeyi dene.
  • Sosyal aktivitelere katıl ve en en önemlisi sorumluluk al.

Üniversitede Vücut Geliştirmek ve Yabancı Dil Ne Alaka?

Neden o kadar yetenek varken gidip de vücut geliştirmeyi ve yabancı dili anlattım. Çünkü dört sene boyunca yabancı dili aradan çıkarabilirsin. Bir işe başladığın zaman istesen de bu zamanı bulamayacaksın. “Okuduğum bölümden pişmanım.” diyorsan dersleri aradan çıkardığında sana bol bol zaman kalacaktır. Okuduğun bölüm belki işe yaramayan bir bölüm ama İngilizce her zaman işe yarar. Her zaman…

Peki vücut? Vücudun önemini anlatmamı bekliyorsan gerçekten kafan çalışmıyor demektir. Hayatında sahip olduğun en önemli şey vücudun. Silkmişim üniversitesini, sağlığıma bir şey olmasın. Bu dünyadaki en önemli varlığın vücudun. Onun içinde yaşıyorsun. Onu gelebileceği en üst seviyeye getirmelisin. Dört yıl o kadar çabuk geçecek ki. Eğer dediklerimi dikkate alır da vücut geliştirmeye başlarsan ikinci senenin sonuna doğru bana dua edeceksin.

Peki başka bir şey yapmayalım mı? Bu saydıklarımın üstüne vaktiniz kalıyorsa bravo size! Ama kocaman dört seneden bahsediyoruz. Evet, son senelere doğru boş vakitler iyice artacaktır. O zaman da hayalinizdeki meslekle ilgili yeteneklerinizi geliştirebilirsiniz. Eğer bilgisayarla aranız iyiyse geleceğin mesleği yazılıma yönelin. Kaya gibi sağlam bir vücut, yabancı insanlarla anlaşabileceğiniz sular seller gibi bir yabancı dil, üzerine bir de yazılım bilgisi eklendin mi superhuman olarak oradan çıkarsınız. Dünyanın her tarafına gidebilen, herkes tarafından beğenilen yetenekli birinin okuduğu bölüme bakacaklarını sanmıyorum. Hâlâ “okuduğum bölüme pişmanım.” diye sızlanacak mısın?