Okuduğum Bölümden Pişmanım Ne Yapmalıyım? (2/5)

Kafanızı Çamurun İçinden Çıkarın

En sık düşülen durum da bu zaten. İlk yapmanız gereken bu çamura batmışlık halinden kurtulmak. B.kun içinde yüzseniz de fark etmez 5-10 sene sonra yine oraya dönmek isteyeceksiniz. “Ah keşke şu kafada olsaydım.” diyeceksiniz ama kimse sizi oraya geri getiremeyecek. Kantinin kalitesiz karton bardağı bile sizin için değerli bir anı objesi olacak. İsterse yüz binlik adam olun, öğrenci kartınız yok diye kapıda sorun çıkaracaklar. Cüzdanınızda bakmaya tiksindiğiniz o kart, size özel VIP Premium gibi bir şey aslında. Öğrenci kartı bu, başka bir şeye benzemez. Hayat geçiyor…

Bir kafeteryada karton bardaklar üst üste yığılmış.

Eğer bu dediklerim sana hiçbir anlam ifade etmiyorsa senin adına üzüldüm. Bu çürümüş arabesk kafasından kurtulamıyorsan bu yazıya hiç devam etme. Mutlu olmayı bilmeyen mutlu olamaz. Bu ânı yaşamayı bilmelisin. Geçmiş ve geleceğe hükmün yok. Kendini kontrol edemiyorsan bol bol meditasyon yap, gerekiyorsa psikoloğa git. Yeter ki “Okuduğum bölümden pişmanım, hayat bitmiş.” kafasından çık. Bir köşede sana sırıtan sorunlar hayatın boyunca bitmeyecek zaten. Boşuna dertleniyorsun. Sevmediğin bir bölümde okuman da o sorunlardan biri. Kız arkadaş bulamadığı için yakınan adamı anlatırken de aynısını söylemiştik. Şu andan mutlu olmasını bilemeyen hiçbir zaman mutlu olamıyor.

Sevmediğim Bölümü Okuyorum Vaktim Boşa Gidiyor

Hem evet, hem hayır. Çoğu insan üniversite sayesinde meslek edineceğini düşünür. Bu tamamen yanlış. Bu kafadaysanız üzülmeyin, istediğiniz bölümü okusanız da vakit kaybetmiş olacaktınız.

Üniversiteler iş bulma kurumları değildir. Bunun için zaten bir kurum var. Girersin ve ‘tak’ diye garson olursun. Üniversitenin amacı bu değildir. Üniversiteler Hayal mi Satıyor? makalemizde bu konuyu anlatmış, hayattan örneklerle desteklemiştik.

Anlayacağınız üniversitenin vakit kaybı olup olmaması sizin bakış açınıza göre değişiyor. İş sahibi olacağım diye girdiyseniz çok geçmeden ayrılabilirsiniz. Üniversite okuduğunuz için kimse sizi havada kapmayacak, üstüne üstlük fazla maaş vermek zorunda olduklarından sizden sakınacaklar. Hele ki boş beleş bir bölüm okuduysanız işveren için direkt sorunsunuz. Onun açısından düşünün; Biri size gelip hiç bir ok bilmediği halde “Üniversite mezunuyum ben.” diye fazla para isteyecek. Neyse lafı dolandırmadan vakit kaybına geçelim. Benim gözlemime göre vakit kaybını belirleyen üç kriter var.

Mezuniyet töreninde arkası dönük bir genç.
  1. Üniversitenizin veya bölümünüzün gerçekten bir halta yaramaması.
  2. Sizin bir halta yaramamanız. “Mezun olunca iş bulucam.” diye üniversiteye gitmeniz.
  3. İş imkanı bol, önü açık ve geleceği parlak bir bölümde okumanız ama sizin o bölümü istememeniz.

Dünyanın en kazançlı alanında eğitim alıyorsunuz ama yine de nefret ediyorsunuz. İsterse mezuniyet töreninize Bill Gates katılsın, sizi kapıda beklesin, küskünlüğünüz geçmiyor. O bölümde okumayı istemiyorsunuz. Aslında bunun çözümü diğerinden daha kolay. En azından boş beleş bir bölüm değil. Bir şekilde mezun olsanız yine kârdasınız. Herhangi bir iş alanı olmayan bölümü okuyan yüz binler var ve nefretle okula gidip geliyorlar. Şimdi anlatacaklarım hem bir oka yaramayan bölümde okuyup hem de o bölümü sevmeyenler için. Dolayısıyla iyi bölümü olup sevmeyenler de aradan çıkıyor.