Küllerin üzerinde alevler çılgınca yanıyor.

Sosyal medyada, erkek haklarını savunduğunu iddia eden bazı oluşumları dikkatle izleyin. Zaman zaman kadın düşmanı paylaşımlar yaptıklarını fark edeceksiniz. Bu durum bazen iyice çığırından çıkar. Yerli yersiz kadınlara giydirip kalan köprüleri de yakarlar. Lakin, aklıselim her birey, burada bir yanlışlık olduğunu çabucak fark edecektir.

— Ulan! Zaten erkek haklarını savunan bir avuç grup kalmış! Ne diye onları da eleştiriyorsunuz?
— Haklıyken haksız duruma düşmemek için.

Madem ki bu arkadaşlar bizi savunuyor, o zaman işlerini düzgün yapmalılar. Çünkü onların en küçük bir yanlışı, dönüp dolaşıp yine bizi bulacak. Yanlış derken, olayı daha iyi anlamak için geçmişten bir örnekle açalım:

Hatırlayın, bir dönem anime ve Kore dizisi izleyen kesime karşı büyük bir linç kampanyası vardı. Üç-beş tane lifeless omega ile atışan herkes, sağda solda animecilere giydirirdi. Halen (2019) tek tük var. Lâkin olaylara derinlemesine baktığınızda durum biraz farklıydı. Uzakdoğu kültürüne söven bu elemanlar, aslında ilgi açlığı çeken agresif ergenlerdi. Niye ergen dedim? Çünkü uçlarda yaşıyorlardı. Tıpkı ilk paragrafta bahsi geçen erkek sayfaları gibi. Bazı konularda haklı olmalarına rağmen üslup ve tavırları yüzünden “ergen” damgası yemişlerdi.

Yui Hirasawa figürü gitar çalıyor. Çok sevimli.

(bkz: Omega Erkek)

Peki onca aksiyon ne işe yaradı? Bu insanlara bir şey kazandırdı mı? Örneğin; Animeciler anime izlemekten vazgeçti mi? Ergen kızlar Kore dizisi izlemeyi bıraktı mı? Tabii ki hayır. Sadece bu agresif “hater” arkadaşlar kendilerini sinir etmekle kaldılar. Üstüne üstlük hırçın tavırlarıyla çevresindeki insanları da irite ettiler. Düşünsenize; bugün bir anime için bu kadar atarlanan biri, yarın nelere atarlanmaz. Böyle biriyle kim arkadaş olmak ister?

Not: Aramızda kalsın, ben de Kore dizilerinden nefret ediyorum ama içimden. Yorumlarda küfür ederek milleti rahatsız etmiyorum.

Toparlarsak anlatmak istediğimiz aslında şu: Bir konuda siyah beyaz olmak, çabucak karar vermek ve uçlarda yaşamak kişiye hiçbir fayda sağlamıyor. Üstelik nefreti doğuruyor. Bu da hayat kalitemize doğrudan etki ediyor.

Buradaki temel problem “siyah beyaz düşünce” yapısı. Hayatta çok kısıtlı bir alan için siyah beyaz düşünebiliriz. Bunun dışında neredeyse her konuda gri alanlar vardır. Bir şeylere düşmanlık yaptığımızda, bu durum bizi gri alandan uzaklaştırıyor. Sağlıklı düşünmemizi engelliyor. Dolayısıyla hayatımızı kendi ellerimizle mahvetme sürecimiz başlıyor. Bu yüzden kadın düşmanı olmanın arkasında yatan nedenleri ciddiyetle irdelememiz gerekiyor.

(bkz: Başarıyı Katleden Düşünce Yapısı)

Kadın Düşmanlığının Nedenleri

“Kadın düşmanı.” dendiğinde, çoğumuzun aklına ilkel çomarlar gelir. Kadınları her konuda küçümseyen, kariyer yapmalarına izin vermeyen veya kadın bir yönetici altında çalışmayı içine sindiremeyen aciz çomarlar… Lakin bu olgu buz dağının görünen yüzüdür.

Ülkemizde çomar olmayan da çok sayıda erkek vardır. Kendilerini geliştirip birey olmayı başarmışlardır. Kadınların başarılarından gurur duyup onlara her konuda destek verirler. Buradaki asıl sorun; makul erkeğin varlığı görmezden gelinirken erkeğe yapılan eleştirinin çomarlar baz alınarak yapılmasıdır. Gün yüzü görmemiş aşağılık bir çomarlarla aynı kefeye konulmak, makul bir erkeğin yaşadığı ilk büyük haksızlıktır. Zaten kadın düşmanı erkek sayısındaki patlamanın da temel sebebi budur. Suçsuzken bedel ödemek…

Kulübesinin yanında havlayan bir çomar.

(bkz: Gerçek Çomarı Tanıyalım)

Hayatı boyunca kadınlara laf atmamış, onları darp etmeyi aklının ucundan geçirmemiş ve onların başarılarını övüp yüreklendirmiş bu erkekler, işlemediği suçların bedelini ödemektedirler. Sonuç olarak: Evinde kitap okuyan, proje çizen, durakta otobüs bekleyen veya sinemada kolunuza değen her erkek potansiyel tacizci durumuna düşmüştür.

Bir kadını darp edecek, ırzınıza geçecek, reddedildiği için yüzünüze asit atacak hayvanlar da vardır elbet. Lakin şöyle de bir gerçek var: Bunları yapacak tiplerin tamamını toplasak dünya nüfusunun %1’i bile etmez. O yüzden bu hayvanların faturasını komple erkek cinsine kesmek haksızlıktır.

Makul bir birey olan uygar erkeğin çomarla aynı kefeye konması, kadın düşmanlığının nedenlerinden sadece biridir demiştik. Bunun yanında kadına tanınan pozitif ayrımcılık, erkeği hedef gösteren dünya çapındaki kampanyalar ve bulunduğumuz coğrafyanın çağ dışı kültürü kadın düşmanı erkek sayısında patlama yaratmıştır. Normal bir erkeği kadın düşmanı yapan asıl sebepleri kısaca şu şekilde özetlersek: