Laptop kullanan bir iş adamı.

Laf sokmak da ata sporlarımız arasında yerini aldı. Peki, internetin ücra köşelerinden çıkıp olimpiyatlara giden bu serüven nasıl başladı? İnternet cahiline karşı etkili savunma yapabilmek istiyorsak bunları hatırlamakta fayda var. Sanal cahilin tarihçesi, geniş bant internetin gelmesiyle başladı. Akıllı telefonlar çıktığında büyüme dönemine girdi. Böylece dokunmatik ekran kullanmayı öğrenen her canlıya fikir beyan etme olanağı sağlandı.

Bilirsiniz, internet ortamı acımasızdır. Ağır siklettir. Kara mizahın beşiğidir. Burada obezite, sakatlık ve hatta çocuk ölümleri bile mizah malzemesidir. Şimdi böyle bir ortama sonradan dahil olan bir cahil, çırılçıplak sokağa çıkmış gibi olur. İşin kötüsü bu durum sadece cahilin zararıyla sonuçlanmaz. Onlar birbirleriyle çamurda debelenirlerken bize de rahatsız oluruz. Bunun için göz ucuyla haber yorumlarına bakmanız yeterlidir.

Cahil insan başta mizah olmak üzere hiçbir halttan anlamaz, anlasa da anlamamazlıktan gelir. (Bu ayrıca tartışılır.) Cahil insan mizah görünce tetiklenir, siyasete girişince bilir kişi olur, sağlık konusu açılınca komplo teorisyeni kesilir. Hal böyle olunca bahsi geçen bu cahile laf sokmak ve onu deli etmek farz olur. Bunu yapmak için yüz binler pusuda bekler. Belki siz de bu görünmez çoğunluğun arasındasınız. Kenarda sessiz kalmaya dayanamayıp cahile laf sokmak için saatlerinizi harcadınız belki. Peki ne uğruna? Bir hiç…

Bunun nedenini açıklamadan önce bilmemiz gereken bazı konular var. Bu yazı dizisini takip edenler hatırlayacaktır:

  1. İlk olarak cahili tanımıştık.
    (bkz: Twitter Kuşlarıyla Mücadele Yöntemi)
  2. Okumuş cahillere değinmiştik.
    (bkz: Profesyonel Duyar Kasıcılar)
  3. Ruh sağlığımızı korumak için zırh örmüştük.
    (bkz: Toksik İnsanlardan Korunma Rehberi)

Şimdi sıra geldi “Saldırıya uğradık. Cahille laf dalaşına girdik. Ne yapabiliriz?” bölümüne. Özetle; zorunlu etkileşime geçmemiz gereken aşamadayız.

Laf Sokmak için Geçerli Sebepler Nelerdir?

O kadar “Yapmayın!”, “Etmeyin!” dedik. Ama öyle durumlar oluyor ki onlarla etkileşime girmek zorunda kalıyoruz. Sonra asfaltta erimiş sakız gibi ayağımızın altına yapışıyorlar. Tartışmaya girmek kaçınılmaz oluyor. Peki ne yaparsak haklıyken haksız durumuna düşmeyiz? Hangi gerekçeler bize cahile laf sokma hakkı verir? Cahille münakaşaya girme gerekçelerimizi 4 başlık altında topladık. Şimdi tek tek açıklayalım.